Değişim ve Kariyer

Aslında bir çoğumuz değişimin farkındayız, yeterince farkında olamadığımız şey ise ;  değişimle beraber kişisel gelişimin de kaçınılmaz olduğu. Sürekli bir koşturmaca içerisindeyiz, değişimle ilgili konuşabiliyoruz, faydalanıyoruz da bazen ya da akıntıya kapılıp sürükleniyoruz. Ahlaki değerlerimiz çok değişmese de etik değerlerimiz değişiyor, önemli kavramların içi boşaltılıyor, -mış gibi yaşamaya devam ediyoruz.
 
Gün geçtikçe, seçeneklerimizle birlikte iş güvenceleri de azalıyor. Son birkaç yıl içerisinde, daha önce adını bile hiç duymadığımız yeni meslekler ve paralelinde yeni iş tanımları ortaya çıktı. Böylelikle, çoğumuzun kafası karışırken, değişime önem veren ve kişisel gelişimini sürekli diri tutanlar ciddi kazançlar elde etmeye devam ediyorlar.
 
         Bütün bu karmaşa içerisinde, kendimize bir hedef belirleyip bu doğrultuda ilerleyebilmek için yapabileceğimiz birkaç şey var. Hayatımızı idame ettirmemiz, ailemizi ihmal etmememiz ve mümkün olduğunca belli bir kariyer planlaması dahilinde çalışmamız gerekiyor. (Evet, yazması kolay bir cümle olsa da uygulama kısmında hepimiz zorlanabiliyoruz.) Çünkü hayat tek başına, ne eğlenceden, ne aileden, ne de iş dünyasından oluşmuyor ve önceliklerimiz de değişebiliyor.
 
         Konumuzun öznesi olan değişime dönecek olursak, değişimden korkma veya karşı durma gibi bir lüksümüz yok. Dünya değişiyor ve değişim sürekli devam edecek gibi, bizde rotamızı bu değişim rüzgarına göre sürekli olarak güncellemeliyiz. Bilgiye erişmekte hiçbir engelimiz yok (maalesef bilgi kirliliği de çağımızın sorunlarından birisi olsa da) yeter ki referans noktalarını yakalayıp doğru bilgileri  kullanmaya çaba gösterelim. Motivasyonumuzu canlı tutacak konulara & kişilere odaklanabilirsek, psikolojik olarak ta güçlü bir şekilde değişime ayak uydurup, hedeflerimize birer birer ulaşmamız mümkün olacak.
 
         “Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir.” Sözün sahibini hatırlamıyorum ama mottamız bu cümlenin içerisinde saklı sanırım. Bilgiye ve öğrenmeye olan susuzluğumuz hiç bitmemeli, aksine artarak devam etmeli. Kendi bilgi ve deneyimlerimizi aktarırken de, bilginin sahibi değil bir parçası olduğumuzu unutmamalıyız.
 
         Bir de B planına ihtiyacımız olacak, bizler her ne kadar çabalasak ta bazen 2+2=4 etmiyor. Bu da değişimin getirdiği sonuçlardan birisi mi acaba, sanmıyorum ama etik değerlerin  bozulması sebeplerden birisi olabilir.
 
         Şimdilik son söz ; Yavaşlayınız…. Evet, değişim kaçınılmaz ve gelişim de şart ama kendinizi mecbur ettiğiniz durumlar dışında (yetişmesi gereken önemli bir iş, sağlık problemleri vb.) lütfen yavaşlayınız. Hayatımızı daha anlamlı daha verimli yaşamak istiyorsak yavaşlamalıyız, çünkü çok hızlı tüketiyoruz…

Yazarın Diğer Yazıları

    Fuar Takvimi